Tolgay Arslan, Türkiye’de 5.5 yıl futbol oynadıktan sonra Beşiktaş ve Fenerbahçe formalarını giyerek 3 sezon İtalya Serie A Ligi’nde Udinese’de oynadıktan sonra Avustralya’nın Melbourne City takımına transfer olmuştu. Melbourne’de yaşadığı hayat değişimiyle birlikte adeta yıldız bir golcüye dönüşen Tolgay, 27 maçta 19 gol (ligde 13) ve 7 asistle kariyer sezonunu yaşamıştı. Avustralya’nın Melbourne şehrinde neredeyse 15.000 kilometre uzakta olan Tolgay, FANATİK ile yaptığı röportajda Avustralya’daki yaşamı, Türk futbolundaki durum ve kendi kariyeri hakkında paylaşımlarda bulundu.
Melbourne’de oynadığı futbolda uzun süredir 6 numara pozisyonunda oynayan Tolgay, artık forvete daha yakın bir 10 numara gibi hissettiğini dile getirdi. Avustralya’da futbolun daha gel-gitli bir tempo da oynandığını belirten Tolgay, takımın ve hocanın kendisine duyduğu güvenin performansına olumlu yansıdığını söyledi. Türk futbolunu takip ettiğini ve ülkedeki kaos ortamının son bulmasını umut ettiğini ifade eden Tolgay, Avustralya futbolunun daha çok ragbiye benzeyen bir spor olduğunu ve bu sporun dünyanın en iyi atletlerine sahip olduğunu belirtti.
Tolgay, Türk futbolundaki hakem sorununa da değinerek, Türkiye’de kaybeden takımların sıkça hakemlere yüklenmesinin diğer ülkelerde olmadığını vurguladı. Ayrıca Süper Lig’in rekabetçi bir lig olmasına rağmen kaosun lige ciddiye alınmamaya sebep olduğunu söyledi. Yabancı futbolcuların ve yabancı hakemlerin sürekli eleştiri konusu olmasının Türk futbolunu olumsuz yönde etkilediğini dile getirdi.
Tolgay, Türk futbolunda yaşanan değişimlere ve takımların performanslarına da değindi. Fenerbahçe’nin sezon sonunda kadroda büyük değişiklikler yapmasıyla Galatasaray’ın daha istikrarlı bir yol izlediğini belirtti. Genellikle Türk futbolunda yabancı oyunculara daha çok önem verildiğini ve maç kaybedildiğinde Türk oyuncuların hedef haline geldiğini ifade etti.
Son olarak, Tolgay ailesinin Avustralya’da mutlu olduğunu ve çocuklarının eğitimine devlet okulunda devam ettiğini söyledi. Melbourne’de kendilerini güvende hissettiklerini ve komşularının yardımseverliğinden ve saygısından etkilenerek keyifli bir yaşam sürdürdüklerini belirtti.